Takıntılı aşkta bağımlılık gelişir

Aşk üzerine romanlar, filmler, şiirler yazılmış hatta şarkılar bestelenmiştir. Her aşk doğru insan ile başlar ve büyük heyecanlar taşır. Aşık olduğunuz zaman mantıksız olabilecek her türlü davranışı sergiler ve hatta çocukça davranışları bile doğal karşılarsınız. Bireylerin ortak hayallerini paylaştıkları yoğun duygu birikimidir aşk.
Bir süre sonra partnerler arası oluşan bağların yavaşça çözülmeye başlaması ile değişimler başlar, mutlu başlayan aşk serüveni bir anda hüsranla sona erer. Kimi zaman aşkların bazılarında aşırı bir takıntı hali gelişir ki buna “takıntılı aşk” adı verilir. Bir ilişki bu duruma gelmişse artık aşk olmaktan çıkmış ve bir rahatsızlığa dönüşmüştür.
Aşık, aşık olduğu kişi kendisinden ayrılsa bile ona karşı her zaman aşırı bir tutku ve arzu duyar, onsuz olamayacağına, yapamayacağına inanır ve ayrılık ile yüzleştiğinde aşırı bir kaygı, endişe ve mutsuzluk yaşar. Hatta kimileri için artık yaşanacak bir sebep kalmadığını düşünecek kadar uç noktalarda düşünceler başlar ve bunun getirdiği sonuçlar doğrultusunda ölmeyi bile ister. Bu yüzden takıntılı aşka “bağımlı aşk” ya da “takıntılı aşk” adı da verilmektedir.
Takıntılı aşkta bağımlılık gelişir
Çift olmak belli aşamalardan ve yollardan geçmekle oluşur, bu yolların doğru bir düzenle ilerlemesi ile çiftler bir birlerini tamamlamış olurlar. Tanışma, bir birini anlama, tensel çekim, sevgi, beğeni. İkinci aşamada çiftlerin birbirleri ile olan farklılıklarını görmelerini ve bu farklılıkları sağlıklı şekilde çözümlemeleri ile tamamlanır. Yaşadıkları çatışmalar çözülürse birbirine karşı olumlu kanaat ve ilişkide en önemli duygu olan güven tesis olur. Üçüncü aşamada ise birbirine bağlılık gerçekleşir. Bağlılık aşamasından sonra çiftler için ortak hedef ve hayallere giden yolculuk başlamış olur. Yani artık onlar gerçek manada eştirler. Takıntılı aşk, ilişkinin birinci aşamasında ortaya çıkan bir kırılma noktasından sonrasında gelişir.
Eğer bu aşamadan ileri gidilemezse ilişkinin temel direkleri olan güven ve bağlılık gelişmez. Çiftlerden birinde bencil, güvensiz, sorgulayıcı, önyargılı ve saldırgan bir tavır yani takıntılı aşk gelişirken diğerinde sorumsuz, savunmacı, kaçıngan ve kayıtsız bir tavır gelişir. Bu karşılıklı olumsuz tavırlar mimiklerin ve söylemlerin sertleşmesine, ilişkide öfkenin hakim olmasına ve sonuçta çiftlerin birbirlerinden soğumalarına sebep olur. Bu noktada gelen ilişkiler de artık ayrılık kaçınılmaz olur.
Takıntılı aşk ilişkilerinde ilişkiyi sabote eden unsur, aşık olan taraf egosunu besleyen, kendisinde eksik gördüğü tarafları tamamlayan bir nesne olarak görmesidir. Bu şekilde ki davranışların sonucu karşı tarafın sevgisini bir parazit gibi sömürmek olur. Partnerini kendisinden çok daha değerli, üstün, güçlü ve güvenilir olarak gören taraf değerliliğinin, yeterliliğinin ve yetkinliğinin bir garantisi gibi görür.
Kaybetme korkusu o kadar yoğun şekilde yaşar ki kaybetmemek için yaptığı her hamlede karşı tarafın uzaklaşmasını sağlar. Aşırı üstüne gitme durumunda ise kontrolü sağlamayı, gelen aramaları ve mesajları sorgulama, kıskançlık krizleri ve bıktırıcı düzeyde üzerine düşmeyi yapmaya başlar.
Asıl süreç ayrılık sonrasında başlar
Ayrılık acısı yaşanan tatsızlıklar kişiyi büyük bir hüzne ve bunaltıya yavaş yavaş sokar. Artık yaşadığı ilişkiyi sorgulamaya başlar ve bunun sonucunda verilmiş olan tavizler, katlanmalar, aşırı fedakarlıklar, aldatılmalar, maruz kalınan aşağılayıcı ve küçümseyici davranışlar büyük bir öfke yaratırken öbür yandan ayrılığın verdiği yoksunluk ve çaresizlik büyük bir hüzne ve sıkıntıya sebep olur. Ayrıldıktan sonra bu yapıda ki kişiler artık onsuz bir hiç olduğunu, hiçbir değerinin olmadığını ve bir daha mutlu olamayacağını, lanetlendiğiniz bile düşünebilirler. Etrafında kimler varsa yaşıdığı işikiyi her defasında anlatır, sosyal medya üzerinden aşık olduğu takip eder ve çoğu zaman karşı tarafa istinaden paylaşımlarda bunulurlar.
İçinde devamlı bir umut ile kimi zaman falcılara gider “Aşık olduğum kişi tekrar geri dönecek mi? Şu anda ne yapıyor? Başka biriyle beraber mi? Gibi onunla ilgili herşeyi öğrenmeye çalışma çabasına girer. Günün 24 saati hemen hemen onu düşünerek ve planlar yaparak gününü geçirir.
Bağımlı aşkın sebepleri arasında?
Düşük özgüven,
Aşırı derecede onaylanma beklentisi,
Ayrıldığı kişi hakkında sürekli konuşma isteği,
Ayrıldığı kişiyi sürekli arama isteği,
Ayrıldığı kişiye mesaj/mail gönderme isteği,
Onunla her an beraber olmayı düşünme isteği,
Kendini suçlamalar, ağlama krizleri,
Ayrıldığı kişiye onu bıktıracak derecede aşırı ilgi gösterme davranışları,
Dengeli davranışlar sergilememe “Aşık olduğu kişiye bir anda iyi davranıp bir anda kötü davranma” durumları,
Ayrıldığı kişinin “olumlu” yönlerine takılma hali,
Ayrıldığı kişi dışında kalan “İş, eğlence, sosyalleşme” gibi hayattaki konulara konsantre olmada zorluk çekme,
Ayrıldığı kişinin hayatını kontrol etme istediğinin artması,
Bazı durumlar da ayrıldığı kişinin değer verdiği şeylere zarar verme dürtüsü, “araba, motor,” gibi.
Etrafında ki herkesin kendisini anlamadığını düşüncesi,
Ayrılmayı asla kabul etmeme durumu,
Bu durumu kendi başınıza asla atlatamayacağınızı bilmeniz gereklidir, bunun için yapmanız gereken en sağlıklı yol destek almanızdır.